26 Haziran 2009 Cuma
Evrenin Bolluk İçinde Olduğunu Farkettiniz mi?
Bize küçüklükten beri öğretilen şey, ‘Ekmek aslanın ağzında' cümlesiydi. Sonra bu değişti ve, ‘Ekme aslanın midesinde' oldu. Şimdi bu inançlarla büyüyen insanlar, olanaklar ve fırsatlar açısından algılarını nasıl kapatıyorlar, evrene yaydıkları enerji (sinyaller) nasıl varın siz düşünün.
Fakat öte yandan evren bize bolluk içinde olduğunu hep bağıra bağıra haykırdı, hem de öyle bir bolluk ki, hani istemediğin kadar deriz ya, aynen onun gibi.
Şimdi biraz örnek verelim.
Efendim, sabah, domatesinizi yiyorsunuz ve içinde yirmiye yakın çekirdek var. Bu çekirdeklerin her biri yine bir domates fidesi olma potansiyelinde.
Yediğiniz her zeytinin içinde zeytin ağacı olabilecek bir çekirdek var ve bir zeytin ağacının ne kadar zeytin verdiğini tahmin edersiniz herhalde.
Gelelim yazın yediğimiz karpuzlara, o çekirdekler ne öyle yahu? Hani bolluk olurda bu kadar mı olur?
Kavuna ne demeli, elma, portakal, mandalina, armut, limon vs. bütün meyveler bire bin veriyor. Sebzelerde aynı, diğer her şey böyle..
Bu yazıyı yazmamın nedeni, her zeytin yiyişinizde, her domates kesişinizde, her karpuz yerken üstünüze başınıza döküşünüzde evrenin bolluğunu hatırlamanız, gülümsemeniz, şükretmeniz ve güçlü frekanslar yaymanız.
Bu arada artık meyve sebze yerken çekirdeklerine dikkat edin, şaşıracaksınız.