25 eylül 2008 saat 14.30 mecliste bir ilk. Heyecanla bekliyorum çünkü karşımızda farklı bir ikili var. Bugüne kadar CHP'de sesi pek yükselmemiş sakin görünümlü Kılıçdaroğlu karşısında Tayyip Erdoğanvari bir uslüple konuşan Mir Fırat.
Efendim bildiğiniz üzere bu ikili birbiri hakkında bir çok iddiada bulundu, son olarakta Mir Fırat Bey, 'Çıksın tv'de karşıma, hodri meydan' tarzı cümlelerle Kılıçdaroğluna meydan okudu. Bu meydan okuma halk tarafından direk 'Bu adam haklı, yoksa canlı yayına çağırır mı?' izlenimi oluşturdu. Bu bir taktiktir, bunu bilerek mi kullandı bilmeyerek mi onu bilmem ama kullanılan bir taktiktir yalnız onu söyleyeyim.
Sonra Balçiçek Pamir adlı hanfendinin programında kozlarını paylaşacakları söylendi. Ben hemen, 'Kılıçdaroğlu katılırsa asrın hatasını yapar' dedim. Niye? Çünkü Mir Fırat konuşmasıyla, ses tonuyla, çıkış ve inişleriyle hafif meşrep kabadayı tarzında konuşan biri, Kılıçdaroğlu'da tam tersi, sakin, sessiz... Bu açıdan eğer kozlarını paylaşacak bir programa katılırlarsa Kılıçdaroğlu %100 haklı olsa bile Mir Fırat konuşma tarzı ve tavırlarıyla halka, 'Kesin Fırat haklı' izlenimini verdirtir. Şunu bilmek lazım, 'Bir tartışmada birinin diğerini haklaması onun kazandığını göstermez' ama biz hep öyle algılarız. Zira ben bir çok siyasetçi izledim ve şunu gördüm; bir insan %100 haksız olsa bile diğerini bastırarak kendini haklı gösterebilir.
Kılıçdaroğlu için en büyük şans bu işin açık oturum şeklinde yapılmasıydı. Zira bilmeyenlere kısaca söyleyeyim, açıkoturum denen tartışma biçimi süre verilerek yapılır ve biri konuşurken diğer asla müdahele etmez. Peki niye bütün tartışmalar açıkoturum şeklinde yapılmaz? Çünkü o zaman kavga olmaz, reyting denen arkadaş yükselmez. Eleştirmiyorum sadece açıklamasını verdim.
Açıkoturum şeklinde yapılınca taraflar kendilerini daha rahat savunur. Laf cambazlığın, ses tonu ve bastırma hadiselerinin etkisi bayağı bir azalır. Şimdi tartışmada neler oldu bir inceleyelim. Kılıçdaroğlu belge gösterdi, Mir Fırat savundu. İyi savundu mu? Hayır. Bakın haksızdır demiyorum sadece iyi savunamadı, ben kendisinden daha iyi bir savunma beklerdim. Zira çok açık verdi.
Özellikle beden dili açısından incelersek, sürekli gözlüğünü çıkartıp takması, parmaklarınla masaya tıkıtık tıkıtık benzeri ritimsel şeyler yapması, alaylı bir tavırla bakması, gülümsemesi, elini yüzünü kaşıması gibi hareketler kişinin stres altında olduğunu, gerildiğini ve kızdığını gösterir. FBI ajanı arkadaşlarımız buna çok dikkat ederler ve bunu suçun ilk kanıtı sayarlar. (İstisnalar filan var tabi, hayatında ilk kez karakola giden biri de heyecanlanır vs. vs.)
Kemal Kılıçdaroğlu ise sürekli aynı duruşu sergiliyerek beden dili açısından doğruluğunu ispatlayacak en iyi duruşu yapmıştır. Bir kere bile Mir Fırat'ın suratına bakmaması harika bir haklılık davranışıdır.
Şimdi gelelim belge çarpıştırmalarına, Kılıçdaroğlu gerçekten halkın ağızıyla konuşarak bir kaç ayrıntı hariç belgeleri çok net açıklamıştır. Mir Fırat ise bizi pek aydınlatamamıştır. Onun yerine zannımca çok iyi bir taktik kullanıp, 'Benden özür dilemeli, hiç bir şeyi ispatlayamamıştır' diyerek sıradan insanın, 'Lan baksana bu adam benden özür dilemeli diyor demek Kılıçdaroğlunun belgeleri sahte' demesine yol açmıştır. Ama Kılıçdaroğlu bu topu tam kaleye gitmeden kurtarmış ve orta sahaya geri yollamıştır. Sonrasında Mir Fırat kendi şirketini nasıl kurduklarını anlatarak yine sıradan halka, 'Ya aynen bizim kumaş ticareti işi gibi olmuş bu' izlenimi verdirmek istemiş ki Kılıçdaroğlu topu yine geri çevirmiştir.
Mir Fırat son taktiğini 'alaya alma' metodu ile fıkra anlatarak bitirmiştir ki sonunda CHP'ye laf atarak Kılıçdaroğluna cevap verme hakkıyla bu taktiği fiyaskoya çevirmiştir. Çünkü iletişim uzmanları bilirki genelde bir deneyimin en çok sonu hatırlanır.
Son sözü Kılıçdaroğluna vermekle büyük hata yapmıştır. Ayrıca yeşil hat kırmızı hat meselesini iyi açıklamaması kendi kalesine gol atmasını sağlamıştır.
Sonuca gelelim, bir iletişim düellesu açısından bakarsak Kılıçdaroğlu 3-1 gibi bir skorla yenmiştir. Kılıçdaroğlunun tek firesi Kılıçdaroğlunu eroin kaçakçılığı ile suçlamak. Zira Mir Fırat'ın öyle bir şey yapmayacağını kendisi de biliyor. Aslında Mir Fırat bu noktadan durumu iyi yakaladı ve nerdeyse öne geçecekti ama Kılıçdaroğlunun 'çift fatura' ve 'şüpheli şöförü niye çalıştırdınız' hamlesi bu savunmayı da etkinsizleştirdi.
Kimin haklı olup kimin haklı olmadığnı elbetteki bilmiyorum, bu konularda uzman değilim. Lakin şu net anlaşılmıştır ki eğer siyasete giriyorsan ticaretten elini eteğini çek.
Açıkoturumlar hep olmalıdır, halk için en iyi karar verme yeri açıkoturumlardır. Amerika bu sistemi muntazaman uygular. Zira bu akşam Demokrat başkan adayı Obama ile Cumhuriyetçi Başkan adayı McCain'in düelloları var. Acaba herhangi bir kanal yayınlayacak mı? Bir araştırayım bakalım.